29 Şubat 2012 Çarşamba

Cücük Şubat

Ben oldum olası Şubat’ı severim. Şubatta evlendim örneğin. Hâlâ da evliyim o kişiyle. Şubat’a sevgililer gününü koymuşlar. Hiç kutlamasak da eşimle, güzeldir sonuçta. Sürprizlidir Şubat.

Bilinen bir şey olsa da, her seferinde yirmi sekiz gün bizi şaşalatır. Hele hele yirmi dokuz olunca dört yılda bir yine şaşar ve hep o günde doğanlarla ilgili o meşhur espiri yapılır. Onlar dört yılda bir yaş alırlar ve bizi gençlikleriyle kıskandırırlar.

Kediler Şubat’ta miyavlamaya başlar. Mart’ın adı çıkmış. İzmir’de Şubat dedi mi, geceleri kedi sesinden uyumak istiyorsan kulaklık edinmelisin.

Ben bayılırım Şubat’a . Umuttur Şubat. Kısalığı, kısa tutuluşu zaten, umutla baharı bekleyenleri, bir an önce ona kavuşturmak içindir. Belki değildir ama benim böyle bir hüsn-ü kuruntum vardır.

Ben hep Şubat’ı tek geçerim. Günler uzamıştır artık dikkatli bünyelerle fark edilecek kadar az ama güneşli günlerde nazlı nazlı batmaya başlayan güneşten ısınabilecek kadar çok.

Şubat olmasa ne yapardım? Sanki Şubat fakirlere aş, işsizlere iş, savaşlara barış getirecek gibi gelir. Avutur beni Şubat. Baharın habercisidir ya. Sanki bu baharda daha bir insanlıklı olacakmış gibi gelir insanlık. Hayvanlar çoğunlukla gebedir. Gebelik yeni candır. Umut canlarda değil midir?

Ben Şubat’tan vazgeçemem. Sanki Şubat’ın bilmem kaçında İsrail vandallığından vazgeçecektir. ABD “Hay Allah, size yarattığım rahatsızlıktan dolayı özür dilerim” deyip tıpış tıpış çekilecektir Irak’tan, yarattığı yıkımı tazmin edip. Kıbrıs sorunu artık Şubat’ta son kez müzakere edilecek ve tatlıya bağlanacaktır.

Şubat kısa, acele etmek lazım. Hızla ve art niyetsiz Kürt meselesini kökten çözmek gerek. Dağdakiler ellerinde dağ çiçekleriyle kentlere inecekler. Kentlerdekiler onlara sofralar kuracaklar ve barış içinde yemekler yenecek. Artık kardeş toplumlar silah doğrultmayacak birbirlerine. Şubat’ta olur bunlar ancak, biliyorum.

Bekleyiştir Şubat. Gelsin diye, daha Ocak’ın ortasında yazı yazdırır bana. Zaten beklerken daha umutlu değil miyizdir? Godot’yu Beklerken yapıtındaki gibi bu bekleyiş ve umuttur Şubat’ı güzelleştiren. Geldiğinde benim hayalimdeki o kahraman olmasa da…

Bezginlik de saklıdır Şubat’ta ama bu bezginlik kışın, soğuğun, acının bezginliğidir. Bunun üzerine kim daha iyi günler hayal etmez ki?...

Sevinçli bir karnedir Şubat. Benim çocukluğum için iyi notlar, övgüler ve uzunca bir dinlenme molasıdır. Harçlıklar aileden ve yakınlardandır.

Bekliyorum seni Şubat, n’olur bu kez daha bir gürül gürül gel! Hızlı ama verimli geç. Şöyle yanan tüm yüreklere bir su serp. Beni hayal kırıklığına uğratma. Unutma, sen benim kahramanımsın.
İzmir, 18.01.09

Not: Şubat'a o kadar bel bağladım; gel gör ki güvendiğim dağlara kar yağdı, demin camdan gördüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder