1 Mart 2012 Perşembe

Kim Entelektüel, Kim Değil?

Cesur mu? Cüretli mi? 

Susmalı mı? Konuşmalı mı? 

Aslında yazmak istediklerim, bu soruların beynime düşmesine neden olan bir yazıdan edindiğim, o biraz mide bulantısı, biraz beyin zonklamasını gidermekten öte bir çaba değil. Sizi temin ederim kimseyle derdim yok benim. Hani diyor ya bir şarkıda: “... Benim derdim kendimle...” 

Ben sadece, bende entelektüel bir cevher var mı, sorusuna yanıt arıyorum? Hatta entelektüalizm bir cevher midir? Bende varsa, baktığında bir diğerinde olmamalı, ne dediği kendi içinde bile tutarlılık göstermeyen anlatıma bakılırsa. Belki bende yoktur. Yoksa anlardım ne demek istendiğini (her ne kadar yazım kılavuzunu hiç görmemişse de böyleleri ve görmeye niyetleri yok gibiyse de), kendine “şıp” diye entelektüel diyebildiklerine göre. 

Artık sözlük yok malumunuz, internette birçok kaynak var: Vikipedi’den yararlanıyorum. 
Neymiş, ne değilmiş entelektüel diye. Ben en çok etimolojiyi severim sözcük araştırırken. Latince intellectus yani anlamaktan geliyor. Anladım sanırım; Almanca intelligent: zeki anlamında kullanılan sözcükle aynı kökten olmalı. Bana da zeki derlerdi oralarda. Yoksa ben de acaba… 

Bizde eskiden münevver kullanılırmış entelektüel anlamında. Sonra Türkçeci yaklaşımlar döneminde aydın sözcüğünü kullanmışız. Entelektüel aynı zamanda batı özentimizi yansıtan bir sözcük, okurken-araştırırken kendi kusurumu da buluyorum. Aydın belki de entelektüelden de öte ve güzel bir sözcük. Ben neden Latince kökenli olanı kullanıyorum ki? 

Temel olarak Vikipedi bence çok net olmayan şu tanımı vermiş: Zekâsını ve analitik düşünme yetisini, mesleki ya da şahsi amaçlarına erişmekte kullanan kişi. 
Bu tanımlamaya bakıldığında bir çıkarcılık, bir kurnazlık seziliyor. Aklıma seksenli yıllarda çokça kullanılan ve dilimize o yıllarda girmiş sözcükler geldi birden: entel, entel-dantel, entel maganda, entel barı, … Halkın gözünde tam da bu tanımlamaların, entelektüel sözcüğünü karşıladığını anlayıverdim birden. Sırtımdan soğuk terler döküldü. Umarım bu tanımlamaya göre ben ondan değilimdir, demeye başladım bile. Çünkü dikkat edin bireysel bir tanımlama. İçinde toplum, sosyal veya ortak’ı çağrıştıran hiçbir eser yok. 

Vikipedi’nin diğer tanımlamalarını da aktarıyorum: Kapsamlı bilgi ve birikim gerektiren soyut konularla derinlemesine ilgilenen kişi. Bu beni biraz rahatlatıyor. Ancak yine toplumsal bir kaygı yok gibi, ne dersiniz? 

Biraz sevdiğim tanımlama: Mesleği mal ve hizmet üreten diğer meslek gruplarından farklı olarak, fikir ve bilgi üretmek ve/ veya yaymak olan kişi (akademisyenler, bilim insanları vb.) Anlamadığım entelektüel dediğin bu işten para kazanmalı mı? Para için yani ödemesi yapılan fikir ve bilgiler ne denli bağımsız olabilir? Belki de entelektüel dediğin bağımsız fikir ve düşünce üretmese de olur (mu?). Canım sıkılıyor, bir parantez bu kadar mı sinir merkezlerini ihlal üzerine açılır? Ama meslek dediğin de para için yapılmaz mı? Yok yok. Ben entelektüel olmadığımdan anlayamıyorum. Hep bir çapanoğlu arıyorum tanımlamalarda. Yani akademisyen eşittir entelektüel demek istemiş. Ben üniversitedeyken böyle değildi. Şimdi bu eşitlik sağlandıysa, iyi bir kazanım. 

Sonuncusu: Kültür ve sanat konularında uzman kabul edilen, bu konulardaki bilgisi, birikimi kültürel bir otorite olmasına olanak sağlayan ve toplum karşısında çeşitli değerlendirmeler yapan kişi. Bu kişiyi tam anlayamadım ama kendini entelektüel kabul eden, bana bu yazıyı yazdıran kişiler böyle olduklarını düşünüyorlar. Oysa diğer tanımlamalarla yetinseler belki sorun benim açımdan kısmen çözülecekti. Şimdi anladım ki bu ayrımların hiçbirini kabul edilir bulmayıp, kendini “her konuda ama her konuda” otorite görenler bende bu bulantılara, baş dönmelerine yol açıyor. Ohhh, rahatladım… 

Ben entelektüel olmak istemiyorum artık. Aydın bir kadın olmak çabasındayım. Kimseye yalakalık yapmadan, bildiğim ve inandığım, milim milim öğrendiğim görüşlerimi her platformda söylemek istiyorum. Karşılığında işsiz kalsam da… Sevilmesem de… Cesur olmalıyım yani. Pimi bozuk bir el bombası gibi, kendilerine entelektüel diyenlerin ellerine bırakıyorum cüretlerini. Usulca çekiliyorum kuytulara. Çok okumam gerek, çooook….


Radikal'de 12.6.2009 tarihinde yayınlanmıştır. Entelektüel sözcüğüne takıntı yapmışım bir zamanlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder