24 Eylül 2017 Pazar

Granma* on Erasmus


Granma* on Erasmus


Sizler beni Bambolika olarak tanıdınız ama kendime yeni bir takma ad buldum; Granma yani Büyükanne.

Bu ayın 20'sinde çok önceden belli olan ERASMUS macerama Ankara'dan başladım. Hep hasta olan annem ve otur oturduğun yerde, kaç yaşına geldin diyen eşim, tuhaf bir annesi olan tarafsız oğlum ve her şeye, herkesin uyarılarına rağmen macerama start verdim. 

Önce çok ucuza bilet bulabildiğim için Atina'ya uçmaya karar verdim ki, Despoina'yı rahatsız edebileyim. İki gün onda konakladıktan sonra çok güzel geçen bir otobüs yolculuğunda, pırıl pırıl bir mola yerinden geçen otobüsümle KTEL dedikleri VOLOS'un terminaline vardım. İlk taksici beni kazıkladı galiba. Çünkü ne kadar uğraştıysam 5 Avro'yu geçemediğim taksi maceralarımdan farklı olarak 6 Avro aldı. Canı sağolsun, 1 km bile olmayan yolu uzatarak bana kent merkezini tanıtmış oldu. Volos'un bir ucundan diğerine sahilden yürüyünce yarım saat tutuyor, oradan pay biçin. 

Neyse vardım AB ofisine Panepistimio'nun(üniversite yani). Orada değişim öğrencileri oturuyor. Ben tabii Granma. Personel şaşkın değildi ama çocuklar şebelek gibi bakıyor bana. Saçlar üç numara, beyaz. Bize ev önerisi sunacaklar. Ben atıldım hemen. Mümkünse bir Yunan kız öğrenci parakalo(lütfen demek), bir de atar yaptım; benimle İngilazca konuşmayın, Yunanca öğrenmeye geldim ben buraya diye. Yunan öğrenci bulmak yaş iş dediler. Kalacağın şurada üç beş ay, seni neylesin, o kalacak 4-5 yıl. Hım bu atarım işe yaramadı! Diğerine bayıldılar tabii. Baktılar anlıyorum her şeyi, Yunanca anlatmaya başladılar. Oh Granma, kendin kaşındın! Anlamasan da bazen(hızlı konuşabiliyorlar) yapıştır, endaksi'yi(okay gibi bir şey işte). Ne olabilir ki! Sövdüler mi, ettiler mi, ne olacak, aman, aramızda lafı mı olur? 

Neyse falandı fişmandı derken Eleni(Oh Eleni, Trabzon göçmeni babanın kızı Eleni!)'nin yakın olmayan bir arkadaşının oda kiralama isteği haberini aldım. AB ofisinden çıktım, sahilde bir Kafe'de oturdum, yanlışlıkla Türk kahvesi istedim, ağzım kurusun, neyse, sonra yamaladım bir şeyler. İlgili idiler sağolsunlar. Yanında küçük şişe suyu bedava veriyorlar. Neredeyse aynı bizdekinin fiyatına geliyor öylece. Bir gece o kadıncağızın evinde -itiraf ediyorum hadi- tiksinerek kaldım. Ev yıllardır kullanılmamış, kir pas içindeydi. Daha da durmam burada deyip Eleni'yi tacize başladım hemen. Zaten o ikide bir telefon ederek nabız yokluyordu. Despoina bir yandan. "Granma on trouble" tabii, yardım edecekler. Ne yapsın zavallılar?

Bu arada bir otel buldu bana Eleni, hemen oraya gidip dinleniyorsun ve bizi bekliyorsun, dedi. Yunanistan'da edindiğim bro'm olan(ağabey deyin siz kısaca) eşi Vasilis'le yola çıkmışlardı bile. Otel Anastasia'ya kaçar gibi vardım, duş aldım, o evde oraya buraya sürtünmüş ne varsa hepsini ıslak mendillerle sildim. Uzandım. Uyudum mu bilmem, Elenitsa gelmişti bile Selanik'ten. 

Hemen başladı ev bakmaya. Bir tanesi ilginç oldu. Telefonda üniversite öğrencisi deyince evini kiralamak istediğimiz adam(lar), sanırım, 1.80 boyunda güzel bir Rus kızı bekliyordu. Granma ben'i görünce şoke oldu zavallılar. Neyse ev sote bir yerdeydi ve hamam böceği vardı. Bu da onlara ders olsun! Also Granmas have right to study(Büyükanneler de okuma hakkına sahip), değil mi ama? Neyse ki, bu, iki buçukuncu üniversitem deyince biraz anlar gibi oldular. İnşallah! 

Eleni ve eşi Vasili çok girişken insanlar, ne oldu, ne bitti anlamadım; kentin en eski şekerleme satış dükkanının sahibinden bir telefon ve fakülteme nispeten yakın bir ev olasılığı çıktı. Adam aradı etti, ertesi güne randevu verdiler. Evi gelin görün diye, geldik gördük, beğendik tuttuk. Üstüne bir Makrinitsa yaptık, Volos'un dağlık kesiminde yamaçta bir köy, artık tamamen turistik bir köy. 



Ha tabii, Speedy Eleni bir de evi temizledi, ben güya yardım ettim ama asıl işi o gördü. Bir de çiftçilik yapıyorlar ya, kilolarca erzak getirdi. Sanki Granma aç kalacak, 5 kilo domatesi nasıl yerim ben ya! El mecbur ev sahibine devredeceğim. Getirdiği sıcacık battaniyeye Eleni'nin sevgisi sinmiş. Çok güzel ısıttı. Buralar sıcak ama Granma hep üşür, öyle işte...

Şimdi oturmuş, maceralarımı yazmaya çalışıyorum. Aslında çok yorgunum ama uyuyamadım. Bir uyuma hamlemde geveze komşularım pencereden pencereye muhabbet ettiler, bir diğerinde ilgili ev sahibim iyi miyim diye kapıyı tıklattı. Böyle şeyler işte, zaten bir yerde ilk kez kalmanın tedirginliği de var...

Nihayetinde "Granma ine endaksi(Granma iyi)", merak etmeyin diye bloguma yeni bir yazı ekliyorum. 

İyi Okumalar!
Sevgiler, Volos'tan


* Granma'nın çok çağrışımı var benim için. Biri Fidel Castro ve Che Guevera'nın Küba devrimini başlattıkları geminin adı, aynı zamanda Küba'da bir gazete veya dergiydi sanırım. Bir diğeri Gazap Üzümleri'ndeki Büyükanne karakteri. Eh İngilizce Büyükanne'nin kısaltılmışı. Bana uyar dedim, dizlerim sızlar, belim ağrırken Erasmus'ta, anca Granma direnir. 

Bambolika in Volos

24.09.2017

Kendi kendini tekzip 1: Taksicinin günahını aldım o gün, gösteri- yürüyüş tarzı bir şey olduğundan yollar kapatılmış, ondan dolaştırmış.
2. Hibenin % 80'i ben bu yazıyı yazdığımda yatmış, ama ben bilmiyordum henüz. 














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder