12 Şubat 2014 Çarşamba

Portakal Kabuklu Kek







Normal Şartlar Altında(NŞA, hey gidi günler, kimyada böyle derdik değil mi?) kek pek sevmem, havuçlu-cevizli gibi tok tutanlar dışında tabii. Soyup kabuklarını attığımız portakalları yerken hep içim cızlar, o kabukların şifa deposu olduğunu bilirim. Fakat reçelini hiç denemediğimden, bir türlü elim o işe varmadı. Yıllar öncesinde portakal kabuklu kek yapmışlığım vardı. Geçenlerde güzel de bir kek kalıbı satın aldığımdan, en azından birkaç portakalın kabuğunu değerlendireyim diye kolları sıvadım. Yemeseniz bile kokusu harika oluyor. Yanında meşhur yeşil mercimek salatamı ekleyerek bir "gün"ü atlatabilirsiniz. Reklam yaptım :): Yeşil mercimek salatası bütün siyasi, sosyal ve kültürel yazılarımın önüne geçip bloğumun yıldızı olmuştur. Hak ediyor yani...

Malzemeler:
-3 yumurta
-1 su bardağı şeker
-1 su bardağı sıvı yağ
-1 su bardağı yoğurt
-2 portakalın kabuğu rendelenecek(zevke göre daha az veya çok yapabilirsiniz ama çok kabuk keki acılaştırabilir, dikkat!)
-1 paket kabartma tozu, 1 paket şekerli vanilya
-Akışkan ama çok sulu olmayan hamur elde edecek kadar un(ben kepekli unla yaptım)

Sizi bilmem ama ben keki hâlâ tel çırpıcıyla yapanlardanım. Mikseri niye aldık diye soran koca kişisine uygun yanıt bulamadım. Böylesi daha lezzetli oluyor diyerek, mutfakta geçirdiğim uzun zaman dilimlerini silah olarak kullandım. Buna deneyim diyorlarmış genel olarak. Yumurtaları kırıp üzerine şekeri ekliyoruz. Şeker eriyene kadar çırpıyoruz. Burada koca kişisinden destek alındığından, uygunsuz sorularla muhatap olunmuştur. O yüzden siz mikserle yapın en iyisi. Sonra yoğurt, yağ eklenir. Biraz daha çırpılır. Un, kabartma tozu ve vanilyayı aynı anda harca eklerim ben. Böyle daha iyi kabardığını düşünürüm. Fakat unu azar azar ekleyin, bu esnada portakal rendelerini de hamura yedirin. Önceden ısıtılmış 170-180 derecelik fırında 25 dakikada bilemedin daha az, olmadı daha çok(ben bilmiyorum ki sizin fırının kapasitesini) sürede kek hazırdır.
Keki kürdanla bir dürterseniz ve kürdan temiz olarak çıkarsa pişmiştir işte.



Afiyet şeker olsun.
Bambolika in the Kitchen again...