17 Şubat 2013 Pazar

Kış Çorbası à la Bambolika


Diyetimsi Çorba Tarifi

Efendim, baktım ki halkımız sosyal, siyasal olaylara yemek tarifi kadar ilgi duymuyor; bir hatamı telafi edeyim dedim. O hata nedir? Bol kalorili bir tarif vererek halkımızı böreğe yönelttim. Tıklanma rekorları kırıyor. Bloğumun medar-ı iftiharı oldu pırasalı börek. 
Şimdi bari halka hizmet hakka hizmet düsturundan hareketle, hemen o böreğin aldırdığı kiloları en azından nötralize edecek bir sebzeli kış çorbası tarifi vereyim, dedim.

Malzemeler:

1. 1 adet düdüklü tencere
2. 1-2 su bardağı doğranmış beyaz lahana
3. 1 rendelenmiş havuç
4. 1 küçük doğranmış pırasa sapı, yerine 1 kuru soğan da olur
5. 1 patates(olmasa bile oluyor, denedim)
6. Patates olmayınca bir kahve fincanı kadar bulgur, olmadı pirinç, daha olmadı kuskus, daha da olmadı şehriye; bu çorbanın biraz nişastalanmasını sağlamak için. İsteyen sonra unlu yumurtalı terbiye yapsın. Ancak her yapılan ek, çorbanın diyet özelliğini azaltır, unutmayın. Bunun en sadelisi acayip bir diyet sağlıyormuş. Bkz diyet lahana çorbası.
7. Bir brokoli, 100 gram kadar, ince doğranmış.
8. Tuz, pul biber, sirke, eser miktarda salça ve yağ da koyarsanız tuzlanmış bile olabiliyor. Ev salçası tarzı salçalar için geçerli tabii.
9. Domates ve sivri biber koydum ben bu sefer ama bunlar kış sebzesi değil ki! Siz koymayın bence. Ben evdeki sebzelerin sapını falan da ekledim. Brokoli sapı gibi şeyleri sevmeyen aile efradı bana lif kaynağı yaratıyor. Hepsini çorbam için kenara ayırıyor sonra pişiriyorum. Kereviz ve yaprakları da, seviyorsanız gönül rahatlığıyla ekleyebileceğiniz kış sebzesidir. Ha maydanozu çiğden en sonda üzerine ekleyin, yakışıyor zerzevat hazretleri.

Yapılışı(Aman dikkat burası en zoru :)

Düdüklü tencereye yağı ve diğer malzemeleri boca ediyoruz. Üzerini örtecek kadar Terkos suyu olur, damacana suyu olur, tavuk suyu olmaz, et suyu hiç olmaz; niye, çünkü diyetimsi olacak, döküyoruz. Diyet benim neyime, maydanoz dalından bile inceyim diyorsanız, ne haliniz varsa görün! Krema bile yakışır o vakit. Bulyonları anmıyorum bile, dikkatinizi celp etmiştir umarım.
Biz böyle geyik yaparken düdüklü(düdüklü tencerenin halk arasındaki lakabı) tıslamıştır. Altını kısıp, üstünün düğmesini kapatıp 10-15 dakika pişiriyoruz. Vakti gelince açıyoruz. İsteyen blenderdan geçirebilir ama ben dişe dokunsun istedim. Korkmadan yiyin gayri. Kilo yapmaz hatta verdiriyor gibi bir his var içimde, bizim tartının yalancısıyım.
Ben servis sırasında elma sirkesi ve pul biber ekliyorum. Sirkenin yağ yakma gücü var, unutmayın. Afiyet şeker olsun lakin, aynalara bakınca da mutluluk veren cinsten.



Hanife Türkseven
ANKARA

1 Şubat 2013 Cuma

Lajja-Scham-Utanç'ın Önsözü


LAJJA-Utanç

Bundan sonra din demek insanlık demektir.



Önsöz

Ben fundamentalizm ve dinsel nefretten nefret ederim, işte bu yüzden 6 Aralık 1992'de, Ayodha'daki Babri Camisinin yıkılmasından kısa süre sonra Lajja'yı yazdım. Bu kitap Bangladeş'te bir azınlık olan Hinduların çoğunluk olan Müslümanlarca kovalanmasını anlatıyor. Babri Camisinin yıkılması ile Hinduların benim ülkemden tam anlamıyla dışlanması bir utançtır. Biz Bangladeş'i sevenler, ülkemizde böylesi korkunç bir şey olduğu için utanmalıyız. Hepimiz 1992'de olan bu saldırılardan sorumluyuz, hepimiz birlikte bu suçu taşıyoruz. Lajja kolektif yenilgimizin bir belgesidir.
Lajja Şubat 1993'te Bangladeş'te yayınlandı ve beş ay sonra yönetim tarafından yasaklandı. Bu yasağın bahanesi bu kitabın kamu huzurunu bozması idi. Aynı yılın Eylül ayında bir kökten dinci örgüt hakkımda ölüm fetvası çıkarmış ve başıma ödül koymuştu. Kökten dinciler Dakka sokaklarında bağırıp çağırarak kellemi isteyen yürüyüşler düzenlemişlerdi. Bütün bunlar benim dindarların saldırılarına, toplu katliamlara, totaliterizme karşı savaşmaktaki kati kararlılığımı sarsamamıştır.
Bangladeş benim ana vatanımdır Pakistan'dan bağımsızlığımızın bedelini üç milyon insanın canıyla ödedik. Bu büyük kurban, aşırı dinciler ülkemiz üstündeki gücü ele geçirirse boşa gidecektir.  Beni ölü görmek isteyen mollalar boş bırakılırsa her yeni, ilerici hamleyi ta başından engelleyeceklerdir. Benim görevim, en azından ülkemi onlara karşı savunmaktır, buradan duyurarak, benim değerlerimi paylaşanlara, benim haklarımı korumakta destek olmalarını istemektir.
Dinsel fundamentalizm sadece Bangladeş'le sınırlı olmayan, görüldüğü her yerde kendisiyle savaşılması gereken bir hastalıktır. Ben kendi adıma hayati tehlikesi olsa bile meydan okumaktan korkmuyorum. Yazmaya devam edeceğim, saldırıları ve ayrımcılığı protesto edeceğim. Ben fundamentalist güçleri durdurmak için bir tek yol olduğunu düşünüyorum. Biz hepimiz yani özgür düşünceleri ve insani inançları olanlar, birlik olmalıyız ve onların kronik hastalıklı etkilerine karşı savaşmalıyız. Ben en azından kendi adıma suskunluğa düşmeyeceğim.
                                                                                          Teslime Nesrin

Sayfa 7,  Bangladeş dilinden
Almancaya Çeviren Peter K. Lienen 

Almanca'dan Çeviren Hanife Türkseven